3 Nisan 2019 Çarşamba

muallel bahar

inanmıyorum
suyu tuzdan, teni terden
bizi kaldığı yerden ayırıyorum
sana anlatacak hiçbir şeyim, hiçbir şeyim tüm cümlelerim gibi yarım
seni bir kelimeyle beni bir cümleyle dünlerden bir gün
kaldıkça eriyen bir yığının ortasında
kokun bir başkasına karışırken de bana emanet
başkası için manasız
mesela iki bin beş, iki bin on iki, iki bin on yedi
mesela bana heyecanla anlattıkların mesela umurumda değil anlattıkların, aklımda tek kalan bak heyecanın, umurunda değilim mesela bak, planlarında, yaz tatilinde, sakin gecende, yemek masanda değilim
inanmıyordun
inanmak istiyordun, inanır gibi olmuştun, gibi olmuştun, benim gibi olmuştun benimle bir, sanmıştım seni, geldiğinde çünkü baharı da
bir yeşil dalı, batan güneşin ışığında parlayan biçimli dudaklarını, kapanmayan yaranın acıtan büyüsünü, göğsüme değen nefesini, değersiz bir et parçasını, sakinleştiğinde titreşmeyi bırakan göz kapaklarını, memelerini, kalçalarını, sanki kayıp zamanı, halbuki çalacağın zamanla, yakacağın canla
sana bunlardan hiç bahsetmedim
seni ölçülü bir aşkla ve hep kararında
ben ölçülü, ölçülü, bir yalanla, bir yalana, bir dizi yalana inanmak istedim
seni inandırmak istedim
olabileceğine
bir hayalin gerçek
birbirimize yalnızca parmak uçlarımızla dokunabilmiştik oysa çırılçıplaktık
içindeydim ve hissiz
senden çıktığımda kararsız
sensiz yapayalnız
yarım kald

Burak Albayrak

Her Şeye Yeniden Başlamak Mümkün Mü?

arzın merkezinden başlayarak senin merkezinden, ilk öptüğümden nefes suyundan ağaçların ayaklandığı yerden konuşurken uzayan boşluklarda...