22 Haziran 2019 Cumartesi

Her Şeye Yeniden Başlamak Mümkün Mü?

arzın merkezinden başlayarak
senin merkezinden, ilk öptüğümden
nefes suyundan ağaçların ayaklandığı yerden

konuşurken uzayan boşluklardan
çocuk sesinden, radyodan, uydulardan
heyecan, umut, heveslerden
aşka benzeyen uzaylı hâllerden başlayalım
direnişle yükselen
uzak ülkelerin suyundan

düşmedim daha
havada bulut
ufacık şeyler arayan insandan

kitaplardan, aynalardan
tanıdığımız yerlerden başlayalım
uzun yolculuklara yetmeyen
mırıldandığım öyküler
türkü söylüyor otlar
"onca yoksulluk varken"*
her şeye yeniden başlamak mümkün mü?

hüznü gözlerinin içinde taşıyan
ve sevilmeyi isteyen tuhaf insandan
zamanla
zamana
yenilerek biçimlenen özgürlükten

her sabah açtığım pencereden
benimle büyüyen incinme hâlinde
koca bir dünya geçerken önümden
her şeye
yeniden
yeniden başlamak mümkün mü?
caz, blues, country başka kalbi büyütürken

"kalplerinde sır saklayanlar sezebilirler ancak
kalbimizde sakladığımız sırrı" *

sen öyle susarken eski bir acıda
istiridye, kristal, mozaik
adını şakıyan şeylere yakıştırdığım
denizle nehrin birleştiği yerden

duende, viva la vida, tristeza
aynı romanları okumaya döndüğüm
melankolik yanımlada
kalın bir sözcüğüm biraz
çıkageldiğim boşluklardan
her gece uyku çiçeklerini öptüğüm

her şeye yeniden başlamak
ağzında ansızın kiraz gürültüsü

antik çağın sabah kavuşmalarından başlayarak
duyarak leyleğin ilk tanışıklığını
çağını yadırgadığı geceyi hatırlayarak
her şeye yeniden
tam oradan
eksildiğin yerden
ellerinden başlamak mümkün mü?

unutulurken
sevmenin sihrini bulan
akıldan
aramızdaki dansı büyüten mesafeden
yani manyetik alanlardan
her şeye rağmen
yeniden yeniden umutlanan evlerden
başlamak mümkün mü?

hırçın şeyleri kısaltarak
alev, ar ve çarklarla
kuşanırken sabah yalnızlığını
tanırken bir olmayı kendinle
cesaret, hayal, peşisıra
şahlandırırken aynı göğün altında atlarını

tüm kıyılar dahilinde
yenilebilirsin gerçeğe
uyumdan uzaklaşarak
her şeyin güzel olacağı şeylerden
dizginlemeyenlere doğru
giderken haziran

incittiğim yerden hatırladığın soruya dönerek:
her şeye yeniden başlamak mümkün mü?

Aydan Öksüz

*Romain Gray
*Halil Cibran

11 Haziran 2019 Salı

DahaİyiBirŞiirYazmakİçin

Bir haftadır masadan kalkmıyordum.
Bacaklarım, kollarım, yüzüm,
hatta ciğerlerim bile uyuşmuş.
Daha ne kadar çalışabilirsin?
Ama aklım bir kurt gibi
Pusuya yatmış bekliyordu

Sessiz olduğu zaman
Daha iyi yazıyordum.
Herhalde sesimi daha net duyduğum için
(Ve onu dinlerken, içindeki
diğer sesleri gönül rahatlığıyla
duymazdan geldiğim için;
SonraTelevizyonuKapattım)
Ve geceleri daha sessizdi.

Arada uyukluyordum.
Ve bazen, bir rüyada bile, metrodaydım
Karşımda oturan bir o kadar sıkılmış.
Kıpırmadan duruyor. Bir süre sonra
Rehin tutulduğunu düşünüyorum,
ama sağında ya da solunda kimse yok

Sonraki durakta peşinden iniyorum
Herkesin arasında gözümden kayboluyor
Köşede, saksıda kocamış bir ağaç
Yanında şişman biri, sürekli elli yaşında
Yerin bilmem kaç metre altında.

Metrodan çıkarken
Kaldırıma uzanmış, pinekleyen
köpeklerden biri konuşmaya başladı.
“Daha yazamadın mı?”
İnsan olduğumdan emin bir bakışla ona baktım
Ve otobüsü bekledim

Tepeden aşağı inerken güneş batıyordu
Ayaktaydım, sıkışıktı
Ama bir önceki okur, soğuk terler damlıyor
yüzünden, hala durakta bekliyor.
Şimdi usulca karanlık.

Bir adam camın yanında uyukluyor
Rüyasında bir yaprak gibi sararıp dökülüyordu
Dünya bir iğne deliğinden görünüyor
Bu şiiri yazmasam da olur.
Olur mu?

Enver Ali Akova

9 Haziran 2019 Pazar

Sarhoş Papatya

Papatyaların üzerine işedim
Ve ağladım
Işık yoktu, ay dede yoktu
Yıldızlar tek bakımlık

Papatyaların üzerinde işedim
Ve ağladım
Gözyaşımla yıkadım
Kokusunu temizledim
Öyle ağladım ki arılar kustu
Öyle ağladım ki çatlayacaktı kederden ceviz ağacı
Çok ağladım cevizler kırıldı
Kafama düştü kabukları
Yemedim lakin
Bu nedametin bir telafisi olmalı

Papatyaların üzerine işedin mi hiç
Ben bi kere işedim çok üzüldüm
O da üzüldü biliyorum
Sarhoş bir ağacın tepesinden hem de
Dünyaya karşı bi vakit
Her şeye karşı bir vakit

İhsan Özalp

7 Haziran 2019 Cuma

YOĞUN TEREDDÜT ALTINDA

şu pıhtılaşmış yağmurlardan
bize rahmet
sırça damlardan öfke bize.
bırakın metafiziksel olguların cüretini
şairleri küstüren dünya
ne takkelilere kalır
ne de çerilere.
üstesinden gelemiyorum
propagandist söylemlerin
çünkü ben artık
geceye karışmakla mükellefim.
üstelik
her nefesin arasına bir sağanak
her sağanağın arasına bir kuş sızıyorken
artık içgüdüseldir
küfür kıvamında şiirler savurmak!


oportünist kentlerin duvarlarına
yaşlı bürokratların
uçucu kahkahalarını çiziyorum
güdümlü morlukların
şehir efsanelerinin orta yerinde
hayalarını kaşıyan
ve durmadan esneyen fillerin
selamını getirdim
umurumda değil ekşiyen yüzleriniz!
Antik Çağ'dan kısır paradoksunuza
kusmaya geldim.


düş bahçelerimde öngörü nakavt,
belki de
dakikasında fırladığın bir alarmdan
daha fazlasıydı hayat!
düzenin ihtişamı
zihinleri ele geçiriyor
statüler arasına gizlenmiş fiiller yordamıyla.


gerçek,
aslında
sahteliğin bastırılmış hâlidir
her beden ölüme sirayet eder
ve bu insiyakidir.
kim bilir
dibimde kaç şehir birikti!
en battal puntolarla
bağırmak istiyorum şehrin ortasında :
banknotları kendinize ilah seçmişsiniz
delirmemek elde mi?


ey uzak kentlerin çılgın göğertisi
sesim terli şafakların kımıltısıdır
gözlerim
her sabah
atonal saniyelerde çarpan bir esintiydi.
gözaltlarıma nakşettiğim mühimmat
elbet diktalar devirebilir
ve bir kuş
üstümüze sağanaklar bırakabilir
eğirilmiş şubatların
yağız uzantısından.
ellerinde bıçaklarla
körebe oynuyorsa çocuklar
yalnızca öfke bize şu sırça damlardan!
ruhum,
benim ruhum kaç gecedir,
yoğun tereddüt altında.

Beşir Ertugrul

5 Haziran 2019 Çarşamba

Kanat mersiyesi

şimdi nasıl dizilir söz? hangi avuntuya kanabilir kanlanan tavır
sabah kahveleri, lokantacılar ve asfalt! hiç inanmadık ya dünyaya
çatladı damarların aklında kalan son şiirle boğum boğum
bileklerin diyor bir yerde bir yerde ilkgözağrının sonsuz ağrısı
işte bunlar yağan kar, işte bunlar inanılmamış allah ve kara
işte altın vuruş: ne egemenler anlar ne yığınlar

boş zula. boş kâğıt: sana hiç sarılmamış -neye yarar
ilerleyen kadranla tehditsiz bir pansuman yaptılar sana
boş verip o ateşten gömleği giyene kadardı eğdiğin boynun
unutacak bizi bize uzaklaşan her ada! -kapansın zarflar
oysa asitten bir hatıra kaldın zamanda, yeryüzü-
hiç böyle delip geçmedi deli bir genç kız gibi
adına kazınmış gibi Nilgün’ün defteri yüzün donuk
saçlarının savruluşu ruhundan kazınmış sanki tutkun boğuk
isterdim ki gel sen dök saçlarını son sözün tenine

hava kapanıyor/ soylu davranışlar burada böylece
yeniden uyanacağımız sabaha çok var kaç bin yıl
bir kahveyle bekliyoruz ve belki biraz da tütünle
kararmış gözlerimiz! baygın bir bakış tanrı için
kaldı gerçekliğimiz boşa akan her sözde! unutma
Kanatlar ölürlerse yere düşerler kuşlar*

nasıl lokman hekimi olunurdu böyle çağın biliyorsan söyle!
hangi taş günahsız değecekti bize, biz taşlanma öznesi elbette
böyle şiir mi olur böyle hikâye sabahlanmış bir gece
otel ya da tuvalet âh bir kabin yeter sabah beşte
isterdim ki gel sen dök son ânını
bir günceyle bozdum orucumu tüm ölümlere

*Ah Muhsin Ünlü’nün Kuşlar Ölürlerse Yere Düşerler adlı şiirine nazire.

: bize bir sis ve yağmur bağışlayan, nikotin bağışlayan ve ölümlerini esirgemeyen olanlara -kimi müntehir ve kimi altın gibi kalpleriyle, 2018.

yiğit kerim arslan

3 Haziran 2019 Pazartesi

SANA DOKUNACAĞIM

Sana dokunacağım güz gecesinde
Sana dokunacağım
Sana dokunacağım
Zümrüt bedenimde açan çiçekle

Kınalı ellerimle,
Ondüle saçlarımla,
Rujsuz dudaklarımla,

Sana dokunacağım

Sana dokunacağım bıyıkların
ve saçlarımdan doğan sarmaşıkla.

İçimdeki beyaz suyla,
Gözlerindeki yeşille,
Fötr şapkaya inat

Sana dokunacağım

Sana şiirler okuyacağım
Gök küresi patlarken
Sana şiirler okuyacağım
Fay hatları kırılırken
Sana şiirler okuyacağım
Güz gecesinde sevişirken

Deniz Zeybek

2 Haziran 2019 Pazar

HAZİRAN AYINA DAİR BİR "TARİHTE BUGÜN" ÇALIŞMASI

1 Haziran 

BİR KİTAP YASAĞI 

Adalet Ağaoğlu'nun edebiyatımızında ilk yol romanı olarak kabul edilen Fikrimin İnce Gülü isimli kitabı 1 Haziran 1981 tarihinde "askeri aşağılamak ve gözden düşürmek" iddiasıyla toplatıldı. Kitabı "aklamak" için Ağaoğlu'nun iki yıl boyunca mücadele etmesi gerekti. 

ŞEMSEDDİN SAMİ 

İlk yerli roman olarak kabul edilen Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat'ın yazarı Şemseddin Sami 1 Haziran 1850 tarihinde dünyaya gözlerini açıyor. Yaptığı çevirilerle, çıkardığı gazate ve dergilerle de biliniyor. Çevirileri arasında Robinson Cruoze ve Sefiller de var. Ayrıca Orhun Yazıtları ve Kutadgu Bilig adlı eserler yine onun eliyle Türkiye Türkçesine kazandırılıyor. 

TANKRED DORST 

Türkiye'de de oyunları sahnelenen Alman oyun yazarı Tankred Dorst 1 Haziran 2017 tarihinde hayata gözlerini yumdu.

2 Haziran

MARQUİS DE SADE 

Asıl ismi Gaspard François olan ve Sadizme ismini veren Marquis De Sade, 2 Haziran 1740 yılında doğdu. Annesi Conde prensesi'nin kuzeni olan Sade zengin bir aileye sahipti. Yazar çocukluğu ve ilk gençliği boyunca askeri ve dini eğitim almıştır. Hayatı boyunca cinsel hazzın peşinden koşmuş, bu uğurda yirmi dokuz yıl hapis cezasına çarptırılmış ve yazdıklarında en çok bu konuya eğilmiştir.  Hapishanelerde ve tımarhanelerde geçen hayatı 2 Aralık 1814 tarihinde son bulmuştur.
Bilinen bazı eserleri şöyle:

Sodom'un 120 günü 
Yatak Odasında Felsefe
Aşkın Suçları

THOMAS HARDY 

İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden biri kabul edilen Thomas Hardy, 2 Haziran 1840 yılında dünyaya gözlerini açtı. Yazdığı şiirlerle kendinden sonra gelen şairleri etkilemiş ve eserleriyle ölümsüzleşmiştir. Onun için "Karamsarlığın Babası" denir. Adsız Sansız Bir Judi isimli eseri şairliğinin yanı sıra iyi bir romancı olduğunu da gözler önüne serer. Türkiye'de daha çok Çılgın Kalabalıktan Uzak isimli eseriyle bilinen ancak her eserinin ayrı bir önemi olan yazar 11 Ocak 1928 tarihinde hayata elveda demiştir.

ORHAN KEMAL 

Asıl ismi Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal, 2 Haziran 1970 yılında aramızdan ayrıldı. Toplumsal gerçekçi yazarların önde gelen isimlerinden olan Orhan Kemal, şiir ve hikâye yazsa da onu daha çok romancılığı ile biliyoruz. Komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle hapishaneye girdi ve orada Nazım Hikmet ile tanıştı. Büyük şairin Orhan Kemal üzerinde fazlaca etkisi oldu. 1950'den evvel işçilik, hamallık gibi işler yaparken, bu tarihten sonra İstanbul'a yerleşti ve hayatını yazarak kazanmaya başladı. Eserleri şöyle:

ROMAN 

Baba Evi 1949,

Avare Yıllar 1950,

Murtaza 1952,

Cemile 1952,

Bereketli Topraklar Üzerinde 1954,

Suçlu 1957, Devlet Kuşu 1958,

Vukuat Var 1958,

Gavurun Kızı 1959,

Küçücük 1960,

Dünya Evi 1960,

El Kızı 1960,

Hanımın Çiftliği 1961,

Eskici ve Oğulları 1962 (Eskici Dükkanı adıyla 1970),

Gurbet Kuşları 1962,

Sokakların Çocuğu 1963,

Kanlı Topraklar 1963,

Bir Filiz Vardı 1965,

Müfettişler Müfettişi 1966,

Yalancı Dünya 1966,

Evlerden Biri 1966,

Arkadaş Islıkları 1968,

Sokaklardan Bir Kız 1968,

Üç Kağıtçı 1969,

Kötü Yol 1969,

Kaçak (ö.s.) 1970,

Tersine Dünya (ö.s.) 1986.

HİKÂYE

Ekmek Kavgası 1949,

Sarhoşlar 1951,

Çamaşırcının Kızı 1952,

72. Koğuş 1954,

Grev 1954,

Arka Sokak 1956,

Kardeş Payı 1957,

Babil Kulesi 1957,

Dünyada Harp Vardı 1963,

Mahalle Kavgası 1963,

İşsiz 1966,

Önce Ekmek 1968,

Küçükler ve Büyükler (ölümünden sonra) 1971.

OYUN

İspinozlar 1965,
72. Koğuş 1967

ANI

Nazım Hikmet'le Üç buçuk Yıl 1965

İNCELEME

Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili Notlar 1963

RÖPORTAJ

İstanbul'dan Çizgiler (ö.s.) 1971

AHMED ARİF 

Asıl adı Ahmet Hamdi Önal olan, şiirimize dağların, köylerin ve kavganın sesini taşıyan önemli şairlerden Ahmed Arif 23 Nisan 1927 tarihinde doğdu. İlk şiiri 1940 yılında Seçme Şiirler Demeti Dergisi'nde yayımlamdı. 1951 ve 1952 senetlerinde tutuklandığı için Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde devam ettiği felsefe eğitimini bırakmak zorunda kaldı. Gazateci olarak hayatını sürdürdü ve kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim'i 1968 yılında yayımladı. Çok acı çekti, çok övgü aldı ve "Dağlarına bahar gelmiş memleketimin" diyerek 2 Haziran 1991 yılında aramızdan ayrıldı.

3 Haziran 

FİKRET MUALLÂ'NIN KEMİKLERİ 

1903'te Kadıköy'de doğan ressam Fikret Muallâ, 20 Temmuz 1967 yılında Fransa'da hayata gözlerini yummuş ve orada kimsesizler mezarlığına gömülmüştü. Bu büyük sanatçının kemikleri 1974 yılında memlekete getirildi ve 3 Temmuz 1974 yılında Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü.

ALLEN GİNSBERG 

Beat Kuşağı bugün hâlâ onun eserleriyle can buluyor. Şair Allen Ginsberg, 3 Haziran 1926 yılında dünyaya geldi. Babası da şair olan Allen Ginsberg' in annesi uzun yıllar akıl hastanesinde kaldı. Üniversite eğitimi sırasında Jack Kerouac ve William Burroughs ile tanıştı. Yazdığı şiirlerle döneminin şair ve yazarlarını etkiledi. Savaş karşıtıydı.

FRANZ KAFKA 

20. Yüzyılı eserleri ile zenginleştiren Franz Kafka, 3 Haziran 1924 yılında dünyaya gözlerini yumdu. Dünya edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak yaşamaya devam ediyor.

NÂZIM HİKMET 

Bir şiirinde "Ölmek için yaşamak değil/
Yaşamak için ölmek" diyen Nâzım Hikmet Ran 15 Ocak 1902'de doğduğunda kimse onun memleketin ünü dünyaya da ulaşacak önemli şairlerinden biri olacağını bilmiyordu. Yazdıklarıyla edebiyatımızda büyük ve ferah bir yol açtı. Onun açtığı bu yol başka değişimleri getirdi. Hâlâ yaşayan şiiriyle günlük hayatımızın içinde, aramızda dolaşan bir isim oldu. 3 Haziran 1963'te memleketine olan özlemiyle hayata gözlerini yumdu.


4 Haziran

TESLİME NESRİN'E YÖNELEN TEHDİT 

Bangladeşli yazar Teslime Nesrin, İslam toplumunda kadınların baskı altında olduğunu söylediği için radikal dinciler tarafından ölümle tehdit edildi. Yazmaya şiirle başlayan ve şimdiye dek on yedi kitabı yayımlanan yazar, hayatı boyunca ifade özgürlüğü için mücadele etti. Hâlâ yaşayan yazarın dilimize kitapları çevrildi ancak kitaplarının baskıları yok.

AZRA ERHAT 

Azra ERHAT, 4 Haziran 1915 yılında İstanbul’da doğdu. Homeros Destanı isimli eseri A. Kadir ile beraber çevirdi.  Başka önemli eserler de çeviren Azra Erhat, Halikarnas Balıkçısı olarak bildiğimiz yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın yaygın olarak fikrine katılıyor ve şöyle düşünüyordu: "Anadolu kültürleri bir bütündür." 

Azra Erhat eserleri:

Mavi Anadolu (1960)

Mavi Yolculuk (1962)

İşte İnsan-Ecce Homo (1969) (Çeviri)

Sevgi Yönetimi (1978)

Mitoloji Sözlüğü (Remzi Yayınevi, 1972)

Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı (1976)

Troya Masalları (1981)

Karya'dan Pamfilya'ya Mavi Yolculuk (1979)

Homeros - Gül ile söyleşi (İş Bankası Kültür Yayınları)

Hesiodos, Eserleri ve Kaynakları (1977); Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte (Çeviri)

İlyada (1967) A. Kadir ile birlikte (Çeviri)

Odysseia (1970) A. Kadir ile birlikte (Çeviri)

AHMET HAŞİM 

Tevfik Fikret'in öğrencilerinden olan Ahmet Haşim, 1884 yılında Bağdat'ta doğdu. Gençlik şiirleri Mecmua-i Edebiye, Musavver Terakki, Aşiyan, Jale, Musavver Muhit, Servet-i Fünun, Resimli Kitap dergilerinde yayımlamadı. Haşim, ilk kitabı Göl Saatleri'nde doğaya verdiği önemi sezdirdi. İkinci ve son kitabı Piyale'de "Merdiven" ve "Bir Günün Sonunda Arzu" şiirleri Türk edebiyatında eşsiz şiirselliği ile dikkat çeken ürünlerdir.
Orhan Veli "Bir de rakı şişesinde balık olsam" dizelerini Haşim'in "Akşam, yine akşam, yine akşam/
Göllerde bu dem bir kamış olsam!" dizelerine nazire olsun diye yazdı. Ahmet Haşim 4 Haziran 1933 yılında ebedi istirahata çekildi.


5 Haziran

KÖLELİK KARŞITI ROMAN 

Amerikalı yazar Harriet Beecher Stowe'un kölelik karşıtı romanı Tom Amca'nın Kulübesi (Life Among the Lowly) bir gazetede tefrika edilmeye başladı.

O HENRY 

Asıl adı William Sydney Porter olan Amerikalı yazar O Henry 1892 yılında doğdu. 15 yaşına kadar eğitimini tamamlayamayan yazar amcasının yanında çıraklık yaptı. Teksas’ta çiftlik işçiliği, tapu dairesinde memurluk, muhasebecilik, dergi yayımcılığı, gazetecilik ve banka veznedarlığı gibi çeşitli işlerde çalıştı.  Bir suçlama yüzünden hapse girecekti fakat kaçarak ülkesini gezmeyi tercih etti. Karşılaştığı, tanıştığı insanları daha sonra yazacağı hikâyerde kullandı. Onun bu hikâyelerini okuduğunuzda "Ben bunu nereden biliyorum?" diye sorabilirsiniz kendinize. Bu çok doğal çünkü çoğu hikâyesi sanki anonimmiş gibi anlatılagelmiştir. Dünya edebiyatının bu önemli kalemi 5 Haziran 1910 yılında dünyaya son bir defa daha bakıp edebi uykuya dalmıştır.

CAHİT IRGAT 

Çoğumuzun" Anne girmem bu oyuncak dükkanına" dizeleriyle bildiği Cahit Irgat, bir şiirinde  Şehir değil/Tabut bu/Kol kola dolaşıyor/Ölüler." diyordu. 21 Mart 1916 yılında Lüleburgaz'da doğdu. Ankara Devlet Konservatuvarı'nda dört yıl eğitim gördü ve aktör oldu. Öykü ve tiyatro yazıları olan Irgat'ın Geri Dönemezsin isimli bir romanı da var. Önceleri romantizmin etkisinde şiirler yazsa da ilerleyen süreçte toplumcu şiiri benimsedi. Onu Nâzım Hikmet'in etkisinde kalmayan şiiri bugüne taşıdı. Çok erken yaşta kaybettiği oğlu Mustafa Irgat'ın acısını ömür boyu içinde duydu. Mustafa Irgat ve tiyatro oyuncusu Zeynep Irgat'ın anneleri Mina Urgan'dı. Şiirleriyle hâlâ yaşayan Cahit Irgat 5 Haziran 1971 yılında İstanbul'da hayatını kaybetti. Eserleri şu şekilde sıralanır:

Şiir:

Bu Şehrin Çocukları 1945
Rüzgarlarım Konuşuyor 1947
Ortalık 1952
Irgatın Türküsü 1969

Roman:

Geri Dönemezsin (1947)
İnsan Kafesi (kitaplaşmadı, Milliyet gazetesinde dizi halinde yayımlandı (1971)

Anı

Çok Yaşasın Ölüler (Akşam gazetesinde yayımlandı, temmuz-ağustos 1968)

RAY BRADBURY 

Fahrenheit 451 kitabıyla bildiğimiz Ray Bradbury, 22 Ağustos 1920 yılında ABD'de doğdu. Yazmaya daha on iki yaşında başladı ve uzunca süre kısa hikâyeler kaleme aldı. İskenderiye Kütüphanesi'nin yakıldığını dokuz yaşında öğrendiğinde gözyaşlarına hâkim olamamıştı. Rahatça yazmak için ev tutacak parası olmadığından kendisine kiralık bir "yazı odası" tuttu. Yazdıkça dergilerde hikâyeleri görünür hâle geldi. Onu tanımamızı sağlayan Fahrenheit 451‘i uzun süre kimse basmak istemez ama sonunda yaşı hayli genç olan bir editör kitabı satın aldı ve yayımladı. Distopya türünün önemli örneklerini kaleme alan yazar 5 Haziran 2012 yılında aramızdan ayrıldı. 

6 Haziran 

THOMAS MANN 

6 Haziran 1875 tarihinde dünyaya gelen, Buddenbrook Ailesi isimli kitabına öykü olarak başlayan ancak sonunda adeta bir destana çeviren Thomas Mann, Alman Edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ülkemizde de hatrı sayılır bir okur kitlesi olan yazar 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştı. Thomas Mann 12 Ağustos 1955 yılında hayata sırt çevirdi. Kitapları aşağıda yer alıyor.

Efendi İle Köpeği
Mario ile Sihirbaz 
Tonio Kröger 
Venedik'te Ölüm 
Zor Saat 
Buddenbrooklar 
Lotte Weimar'da 
Aldanan Kadın
Majesteleri Kral 
Büyülü Dağ 
Doktor Faustus 
Dolandırıcı Felix Krull'un İtirafları 
Değişen Kafalar
Seçilen 
Yusuf ve Kardeşleri 
Alacakaranlıkta

GERHART HAUPTMANN 

15 Kasım 1862'de doğan ve Almanya'nın yetiştirdiği en önemli oyun yazarlarından kabul edilen Gerhart Hauptmann zengin eşi sayesinde çalışmak zorunda kalmadı ve hayatını yazmaya adadı. İlk yazdığı başarısız yazılardan sonra hayatı boyunca onu onurlandıracak olan en önemli eseri Vor Sonnenaufgang [Güneş Doğmadan Önce] isimli eserini kaleme aldı. Natüralizmin en önemli isimlerinden sayılan yazar 1912'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü değer görüldü. 6 Haziran 1946 yılında hayata gözlerini yumdu.  Bazı eserleri şu şekildedir:

Dram:

Vor Sonnenaufgang (1889) [Güneş Doğmadan Önce]
Die Weber (1892) [Dokumacı]
DerBiberpelz (1893) Hanneles Himmelfahrt (1893)
Florian Geyer (1895)
Die versunkene Glocke (1896) [Batan Çanlar]
Fuhrmann Henschel (1899)
Michael Kramer (1900)
Rose Bernd (1903)
Und Pippa tanzt (1906) [Ve Pippa Dansediyor]
Die Ratten (1911) [Sıçanlar]

Roman:

Der Narr in Christo Emanuel Quint (1910)
Hikâye:
Bahnvvârter Thiel (1892)
Der Ketzer von Soana (1918)
Das Meermınder (1934) [Deniz Mucizesi]

Seyahat Anıları:

Griechischer FRÜHLİNG (1908) (Yunan İlkbaharı)

7 Haziran

ORHAN PAMUK

7 Haziran 1952 yılında doğan Orhan Pamuk'un Karanlık ve Işık isimli ilk romanı 1979 yılında Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünü aldı (Mehmet Eroğlu ile paylaştı) ve 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı. Orhan Pamuk'un bu kitabı 1983 yılında Orhan Kemal Roman Ödülüne layık görüldü. Bu kitaptan sonra kaleme aldığı romanlar yine başka ödüllere layık görüldü. Yurt dışında büyük ilgi çekti. Gizli Yüz isimli senaryosu Ömer Kavur tarafından sinemaya aktarıldı. Yazar 2006 Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Yazmaya devam ediyor.

FRİEDRİCH HÖLDERLİN 

20 Mart 1770’te Württemberg’de Doğan Friedrich Hölderlin şiirlerinde insanlığa, dostluğa, uyuma ve doğaya yer verdi. Klasik çağın ve romantizmin en önemli temsilcilerinden sayılan şair, ağırlıklı olarak lirik şiirler yazdı. 7 Haziran 1823 tarihinde ölümü tanıdı.

EDWARD MORGAN FORSTER 

1 Ocak 1879 yılında İngiltere'de doğan Edward Morgan Forster, roman, öykü ve deneme yazarıydı. Modernist akımın İngiltere'deki önemli isimlerinden sayılan yazarın dilimize çevrilmiş kitapları mevcut. Yazar 7 Haziran 1970 yılında, ait olduğu topraklarda, İngiltere'de hayata gözlerini yumdu.

HENRY MİLLER 

Ülkemizde Oğlak Dönencesi ve Yengeç Dönencesi isimli kitaplarıyla tanınan Henry Miller, 26 Aralık 1891 tarihinde Alman göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu. Uzun süre "sefil" bir hayat yaşayan yazarın Oğlak Dönencesi ve Yengeç Dönencesi isimli kitapları müstehcen bulunduğu için yasaklansa da elden ele çoğaltıldı ve okundu. Yazdıklarıyla ABD'nin kültürel değerlerine ve ahlaki yapısına karşı çıktı. Yazarın Yengeç Dönencesi kitabı müstehcenlik davasında "Bir edebiyat olayı" olduğu için "aklanması" cinsel devrimin kilometre taşlarından biri olarak kabul ediliyor. Yazar 7 Haziran 1980 yılında hayata gözlerini yumdu.

8 HAZİRAN

1984 - GEORGE ORWELL

İngiliz edebiyatının önemli yazarlarından George Orwell'in kaleme aldığı 1984, 8 Haziran 1949 yılında yayımlandı.

MARGUERİTE YOURCENAR

asıl adı Marguerite de Crayencour olan Belçikalı yazar 8 Haziran 1903'te dünyaya geldi. Sadece kırk üyesi olan Académie française'e seςilen (6 Mart 1980) ilk kadın üyedir. Çocukluğu boyunca, en yakın dostu olarak tanımladığı babasıyla geziler yaptı. İlk romanı Alexis'i 1929'da yayımladı. Başyaρıtı Mémoiɾes d'Hadɾien (1951; Hadɾianus'un Anılaɾı, 1984) olarak kabul edilen yazar deneme, öykü türleri dışında yaptığı çevirilerle de biliniyor.

GEORGE SAND

Yazar 1804 yılında Fransa'da doğdu. Çok sayıda roman, hikâye, eleştiri ve politik yazı kaleme aldı. Entelektüel çevresi, yazdığı binlerce mektup, giyim kuşamı ile kendi dönemindeki kadınlardan ayrılışı dikkat çekicidir. Yazar 8 Haziran 1876 yılında hayata veda etmiştir.

ROBERT DESNOS

Şair 1900’de Paris’te doğdu. İlk şiirleri La Tribune des Jeunes adlı dergide yayımlandı. Sürrealist akımın öncülerinden oldu. Şiir dışında çeşitli senaryolar ve radyo oyunları yazdı. Nazi işgali altında bulunan ülkesinde Direniş hareketine katıldığı için tutuklanarak bir toplama kampına götürülen Desnos, 1945 Haziran'ında Çekoslovakya’nın Terezin kentinde Müttefik güçlerce kurtarıldıktan birkaç gün sonra 8 Haziran 1945'te tifüsten öldü.

SERGEİ GORODETSKY

17 Ocak 1884 yılında Rusya'da doğan şair Şairler Lonca'sının kurucularından biriydi. 8 Haziran 1967 yılında hayata veda etti.

9 HAZİRAN


JURİJ BREZAN

Haziran 1916 Yılında doğan Jurij Brezan Ekonomi eğitimi gördü. Naziler iktidara gelince yeraltında faaliyet gösterdi. Sorb direniş hareketinin etkin üyeleri arasında yer aldı. Almanya`ya dönüşünün ardından 1938-1939 döneminde cezaevine konuldu.  1969 - 1989 yılları arasında Doğu Alman Yazarlar Birliği`nin Başkan Vekilliğini yürüttü. Doğu Almanya döneminde pek çok ödül aldı. 1951, 1964 ve 1976`da "Ulusal Ödül"; 1973`te Domowina Edebiyat ve Sanat Ödülü, 1974`te Karl Marx Ödülü ve 1981`de ise Vatana Hizmet Ödülü`ne (Vaterlí¤ndischer Verdienstorden) layık görüldü. 12 Mart 2006 yılında hayata gözlerini yumdu.

BETTY MAHMUDİ

Betty Mahmudi, 9 Haziran 1945 yılında Michigan'da doğdu. Milyonlarca insan tarafından okunan ve ardından 1991 yılında beyaz perdeye aktarılan ünlü roman Kızım Olmadan Asla'yı yazdı. Yazar ülkesinde kendi durumunda olan kadınlara, zor durumda kalan çocuklara yardım etmek için bir vakıf kurdu.

JAMES KELMAN

İskoç yazar 9 Haziran 1946'da Glaskov'da doğdu. Roman, deneme, öykü dalında birçok etkili eser verdi. "A Disaffection" isimli romanı Booker ödülüne aday gösterildi. Bu ödülü 1994 yılında, "How late it was, how late" isimli romanıyla ikinci kez aday olunca kazandı.

CHARLES DİCKENS

Yazar 7 Şubat 1812'de doğdu. İngiliz yazar Victoria döneminin en etkili yazarları arasında yer aldı. Charles Dickens yaşadığı sürede eserleri benzeri görülmemiş bir üne sahip oldu ve yirminci yüzyılda edebi dehası eleştirmenler ve ilgili kişiler tarafından kabul gördü. 1836'da yayınlanan The Pickwick Papers romanı ile şöhrete kavuştu. 9 Haziran 1870'de dünyadan ayrıldı.
Eserleri:

Bay Pikvik'in Maceraları (1837)

Oliver Twist (1839)

Nicholas Nickelby (1839)

Antikacı Dükkanı (1841)

Bir Noel Şarkısı (1843)

Martin Chuzzlewit (1844)

Dombey ve Oğlu (1846-1848)

David Copperfield (1850)

Kasvetli Ev (1853)

Zor Yıllar (1854)

İki Şehrin Hikayesi (1859)

Büyük Umutlar (1861)

MAGUEL ANGEL ASTURİAS

Guatemalalı yazar ve şair 1899'da Guatemala City’de doğdu. Yerel halk kültürü değerlerini çağdaş bir destan oluşturma yolunda değerlendir­miştir. Asturias tüm sanat yaşamı boyunca, Güney Amerika’nın Avrupalılar tarafından keşfinden çok önceleri, buralardaki insanların güçlü bir kültürleri olduğunu, atalarından devraldıkları Maya kültürünün yeniden değerlendirilip işlendiğinde dünyaya yeni bir kültürel zenginlik odağı armağan edilebileceğini sa­vurmuştur. 9 Haziran 1974'te dünyaya gözlerini yummuştur.

10 HAZİRAN 

DEVLET TİYATROLARI

10 Haziran 1949 yılında Devlet Tiyatroları ilk genel müdürü Muhsin Ertuğrul oldu.

SAUL BELLOW

10 Haziran 1915’te, Kanada’nın Quebec şehrinde doğdu. Dokuz yaşındayken ailesiyle beraber Amerika’ya, hayatının büyük bölümünü geçireceği, roman ve hikâyelerinin büyük kısmının ana mekânı olan Şikago’ya göç etti. İlk romanı Boşlukta Sallanan Adam 1944’te, ikinci romanı Kurban 1947’de yayımlandı. 1948’de aldığı Guggenheim bursuyla iki sene Paris’te ve başka Avrupa şehirlerinde kaldı. Asıl başarı ve ünü, bu iki yıl içinde yazmaya başlayıp 1953’te yayımladığı ve yayımlanır yayımlanmaz Amerikan Ulusal Kitap Ödülü’ne değer bulunan Augie March’ın Maceraları ile elde etti. Ardından 1956’da kısa ama güçlü bir kitap olan dördüncü romanı Günü Yaşa’yı yayımladı. Bellow 1970 yılında Bay Sammler’ın Gezegeni’ni yayımladı ve bu kitapla beraber üst üste üç kez Ulusal Kitap Ödülü kazanan ilk Amerikan yazarı oldu. 1975’te Pulitzer Ödülü’nü kazanacak olan Humboldt’un Armağanı’nı yazdı. 1976’da İsveç Akademisi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.5 Nisan 2005'te hayata gözlerini yumdu.

OKTAY RİFAT

10 Haziran 1914 yılında doğdu. Garip'in kurucuları arasında yer aldı. Şöyle diyordu şiirinde:

TECELLİ

Nedir bu benim çilem!
Hesap bilmem
Muhasebede memurum.
En sevdiğim yemek imam bayıldı
Dokunur.
Bir kız tanırım çilli
Ben onu severim
O beni sevmez.

Oktay Rifat

PERİDE CELAL

1916'da İstanbul'da doğdu. Tam adı Peride Celal Yönsel. İstanbul'da Saint Pulchérie Fransız okulunda okudu. 1944'te İsviçre'ye gitti, Bern'de Basın Ateşeliği'nde sekreter olarak çalıştı. Yurda dönüşte Basın-Yayın Kurumu ve Yeni İstanbul gazetesinde görev aldı.
"Ak Kızın Hikayesi" adlı ilk öyküsü 1935'te Yedigün dergisinde yayınlandı. Kolay okunan romanlarıyla tanındı.
Başlangıçta hareketli aşk ve serüven kitapları yazdı. 1950'den sonra ise gözlem, sanat ve çözümleme yanları ağır basan ürünler verdi.
15 Haziran 2013 tarihinde 97 yaşında hayatını kaybetmiştir. Cenazesi aile arasında yapılan sade bir törenin ardından İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

LOUİS L' Amour

Amerikalı roman yazarı ve öykü yazarı Louis L'Amour 1908 yılında doğdu. Kitapları öncelikle romanlardan oluşuyordu. Aynı zamanda tarihsel kurgu, bilim kurgu, kurgu olmayan, şiir ve kısa öykü türlerinde yazdı. Hikayelerinin çoğu film haline getirildi. 10 Haziran 1988 yılında hayata veda etti.

CENGİZ AYTMATOV

12 Aralık 1928’de Manas’ın karargâhının bulunduğuna inanılan Talas vadisindeki Şeker köyünde dünyaya gelmiştir. Köyünden, Kazakistan'a giderek Cambul Veterinerlik Teknik Okulu'nda okudu. Daha sonra şimdiki Kırgızistan'ın başkenti olan Bişkek'e giderek burada Frunze Tarım Enstitüsü'nde öğrenimine devam etti. Ardından Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü'ne geçti ve 1956 ile 1958 yılları arasında Moskova'da okudu. 10 Haziran 2008 yılında aramızdan ayrıldı.
Eserleri

2007 yılında kazandığı Altın Yürek Edebiyat Ödülü'nü alırken Aytmatov

II. Dünya Savaşı sonrası yazarları arasında yer alan Aytmatov, Cemile'den önce birkaç kısa hikâye ve Yüzyüze'yi yazdı. Ancak yazarın kendini kanıtlamasını sağlayan kitap Cemile oldu; Louis Aragon Cemile'yi "dünyanın en güzel aşk hikâyesi" olarak tanımlamıştır.

Eserlerinde mitoloji ye oldukça yakın durdu; ancak onunki antik anlamından farklı olarak mitolojiyi çağdaş bir zeminde sentezlemek ve yeniden yaratmaktı. Eserlerinde mitlere, efsanelere ve halk hikâyelerine göndermeler yapmıştır.

1966'dan sonra eserlerini hep Rusça kaleme almıştır.

Eserleri 176 dile çevrilmiştir.


Her Şeye Yeniden Başlamak Mümkün Mü?

arzın merkezinden başlayarak senin merkezinden, ilk öptüğümden nefes suyundan ağaçların ayaklandığı yerden konuşurken uzayan boşluklarda...