5 Haziran 2019 Çarşamba

Kanat mersiyesi

şimdi nasıl dizilir söz? hangi avuntuya kanabilir kanlanan tavır
sabah kahveleri, lokantacılar ve asfalt! hiç inanmadık ya dünyaya
çatladı damarların aklında kalan son şiirle boğum boğum
bileklerin diyor bir yerde bir yerde ilkgözağrının sonsuz ağrısı
işte bunlar yağan kar, işte bunlar inanılmamış allah ve kara
işte altın vuruş: ne egemenler anlar ne yığınlar

boş zula. boş kâğıt: sana hiç sarılmamış -neye yarar
ilerleyen kadranla tehditsiz bir pansuman yaptılar sana
boş verip o ateşten gömleği giyene kadardı eğdiğin boynun
unutacak bizi bize uzaklaşan her ada! -kapansın zarflar
oysa asitten bir hatıra kaldın zamanda, yeryüzü-
hiç böyle delip geçmedi deli bir genç kız gibi
adına kazınmış gibi Nilgün’ün defteri yüzün donuk
saçlarının savruluşu ruhundan kazınmış sanki tutkun boğuk
isterdim ki gel sen dök saçlarını son sözün tenine

hava kapanıyor/ soylu davranışlar burada böylece
yeniden uyanacağımız sabaha çok var kaç bin yıl
bir kahveyle bekliyoruz ve belki biraz da tütünle
kararmış gözlerimiz! baygın bir bakış tanrı için
kaldı gerçekliğimiz boşa akan her sözde! unutma
Kanatlar ölürlerse yere düşerler kuşlar*

nasıl lokman hekimi olunurdu böyle çağın biliyorsan söyle!
hangi taş günahsız değecekti bize, biz taşlanma öznesi elbette
böyle şiir mi olur böyle hikâye sabahlanmış bir gece
otel ya da tuvalet âh bir kabin yeter sabah beşte
isterdim ki gel sen dök son ânını
bir günceyle bozdum orucumu tüm ölümlere

*Ah Muhsin Ünlü’nün Kuşlar Ölürlerse Yere Düşerler adlı şiirine nazire.

: bize bir sis ve yağmur bağışlayan, nikotin bağışlayan ve ölümlerini esirgemeyen olanlara -kimi müntehir ve kimi altın gibi kalpleriyle, 2018.

yiğit kerim arslan

1 yorum:

  1. Kendini kolay teslim etmeyen bir şiir. İsyan mı, teslimiyet mi anlamaya çalışıyorum.

    YanıtlaSil

Her Şeye Yeniden Başlamak Mümkün Mü?

arzın merkezinden başlayarak senin merkezinden, ilk öptüğümden nefes suyundan ağaçların ayaklandığı yerden konuşurken uzayan boşluklarda...