19 Aralık 2018 Çarşamba

Dar Zamanlı Ağıt

bulut bozguna hazır
denizin ütüsü çoktan bozulmuş
kibritle yazdığım şiirden gemileri
yakma vakti eylülün hüzün geçidinde
bulut cömert ama dudak çorak
çünkü hasat vermez artık kurumuş hiçbir kelime

önce yutkunarak sonra heceleyerek
yalnızlığımı okudum başkasının yüzünde
ah bir yankı bile yok sesimde
camlar çoğalttı duruşumu yalnızca
uzun sular bilmeyecekti dilimi
yolculuk düşmeseydi payıma

her acının altını kibritle çizmek düşmüş bana
yoksa çoktan sönmüş olmam gerekiyordu
bahçemde renk iştahsızlığı
elimde kuru kuyu hevesi
kül olmaktan başka kurtuluşum yoktu

gözlerim anı atlasında bir gezgin
hep eski bir tarihten bakıyor bugüne
zaman da inciniyor diyor zamanla
yıllanmış fotoğrafa baktığında
gülmenin de eskidiğine inanamazsınız
fotoğrafım yok ki sarı yapraklarınız arasında

kuşlara değil çocuklara emanet
sesimi diriltecek soluk
kuşlar bir tek kanatlarını dinler neticede
çocuklarsa bilirler ne demektir yokluk
dinlemişlerdi her öğün tane tane

kalktım adım adım hayatımı dolaştım
bir daha gelemedim kendime.

emre ay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her Şeye Yeniden Başlamak Mümkün Mü?

arzın merkezinden başlayarak senin merkezinden, ilk öptüğümden nefes suyundan ağaçların ayaklandığı yerden konuşurken uzayan boşluklarda...