denizin ütüsü çoktan bozulmuş
kibritle yazdığım şiirden gemileri
yakma vakti eylülün hüzün geçidinde
bulut cömert ama dudak çorak
çünkü hasat vermez artık kurumuş hiçbir kelime
önce yutkunarak sonra heceleyerek
yalnızlığımı okudum başkasının yüzünde
ah bir yankı bile yok sesimde
camlar çoğalttı duruşumu yalnızca
uzun sular bilmeyecekti dilimi
yolculuk düşmeseydi payıma
her acının altını kibritle çizmek düşmüş bana
yoksa çoktan sönmüş olmam gerekiyordu
bahçemde renk iştahsızlığı
elimde kuru kuyu hevesi
kül olmaktan başka kurtuluşum yoktu
gözlerim anı atlasında bir gezgin
hep eski bir tarihten bakıyor bugüne
zaman da inciniyor diyor zamanla
yıllanmış fotoğrafa baktığında
gülmenin de eskidiğine inanamazsınız
fotoğrafım yok ki sarı yapraklarınız arasında
kuşlara değil çocuklara emanet
sesimi diriltecek soluk
kuşlar bir tek kanatlarını dinler neticede
çocuklarsa bilirler ne demektir yokluk
dinlemişlerdi her öğün tane tane
kalktım adım adım hayatımı dolaştım
bir daha gelemedim kendime.
emre ay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder