ne zor şimdi kıpkırmızı dumanlar arasından seçmek şehri fikrimdeki tablonun ressamına karar vermek ne zor
kaç diş izi var bileklerimde, her gün kaç tel dökülüyor saçlarımdan şu düşen bardak dağıldı mı salona kadar görmek ne zor
II
uyanır uyanmaz karşıya geçsek, sen radiuslarımı kırsan o an dünya çiçekli bir yer olur hippi olmasak bile şu gök neden tek parça bu denizler neden ıslak bu ısrar nedir, nedir bu geniş bahçelere çit koymak
III
gülhane bir sarayın bahçesi, seni sevmek bütün annelerin çeyizidir
tepenin ardından bir koç gelmeyince yakılır çöpler ve cesetler
mızrak sanardım topuğuma değen soğuk ve pütürlü dudaklarını
şimdi beni dev bir taşı zirveye taşımaklar, ardından düşmekler bekler
IV
yirmisekizden sonra kaç gelirdi, gençosmanlardan biri mi yoksa
bükme dudaklarını bu kadar bakır uçludur bu yüzyılın sevgileri
tellilere lanet kaçınılmazdır, her aşık astigmat ve sakardır
tuşluların modası geçmiştir çünkü her kalp krizi nikeldendir ve vurmalıdır
V
hinnom vadisindeki ağaçların bir yanına onuncu bir yanına onsekizinci
artık zayıfladı bir kuşpalazı dalgasında ve pekiyiyle geçti bu dünyayı zenci
ben elbiselerimi soydum evin köşesinde, sana fikirlerimi bıçakla uzattım
daha dün ektiğimiz fidanların meyvelerini iştahla yiyiyorduk bile
VI
noel babadan tek isteğim; gelirken bir bardak su getirsin
giriş katındayız apartmanın, söyleyin baca aramakla didinmesin
ihsanlara kapalıyız, zaten giriş kattayız, biz göklerin rabbine yedi göbek sevdalıyız
üst katın balkonundan güneş tek tük girer zaten bir de o gölge etmesin
VII
dalgıç çıkmazının lambaları söner biz kaçarken hükümetten
ellerim sevişir duvarlarda bulmak için ışık düğmesini
ah bu karanlık, bu siyah ışık, bu kara ateş, bu büklüm büklüm uzay
bu her adımı senkronize atışımızla öğreneceğiz demirden dağı bükmesini
VIII
şimdi ardımdaki mum duvara bir gölge bile vermez şimdi beni ateşe fırlatan mancınık tutturamaz hedefi şimdi gözlerimdeki renk damarlara kan olur şimdi ben sağ yanına bir dokunsan, sağ yanına ten olur
IX
albız benim kulaklarımı çek ben fenalıklar yaptım kurtuldum derken albız karahummalar kaptım karşı köyde geceleyin tanımadığımız bir dağ yükseldi bizim köyden akan nehir uyandığımızda yoktu
X
yeni ahit'te adım geçiyor diye ben teslise dahil edilemem
içimde sevda var diye de bana peygamber demeyin bir zahmet
benim tenim açık, saçım sarı hatta ben habeşli bile değilim
yemin ederim ben bu kente topallayarak gelmedim
Ozan R. Kartal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder