23 Aralık 2018 Pazar

Falan Denizleri

I

ne zor şimdi kıpkırmızı dumanlar arasından seçmek şehri fikrimdeki tablonun ressamına karar vermek ne zor
kaç diş izi var bileklerimde, her gün kaç tel dökülüyor saçlarımdan şu düşen bardak dağıldı mı salona kadar görmek ne zor

II

uyanır uyanmaz karşıya geçsek, sen radiuslarımı kırsan o an dünya çiçekli bir yer olur hippi olmasak bile şu gök neden tek parça bu denizler neden ıslak bu ısrar nedir, nedir bu geniş bahçelere çit koymak

III

gülhane bir sarayın bahçesi, seni sevmek bütün annelerin çeyizidir
tepenin ardından bir koç gelmeyince yakılır çöpler ve cesetler
mızrak sanardım topuğuma değen soğuk ve pütürlü dudaklarını
şimdi beni dev bir taşı zirveye taşımaklar, ardından düşmekler bekler

IV

yirmisekizden sonra kaç gelirdi, gençosmanlardan biri mi yoksa
bükme dudaklarını bu kadar bakır uçludur bu yüzyılın sevgileri
tellilere lanet kaçınılmazdır, her aşık astigmat ve sakardır
tuşluların modası geçmiştir çünkü her kalp krizi nikeldendir ve vurmalıdır

 V

 hinnom vadisindeki ağaçların bir yanına onuncu bir yanına onsekizinci
artık zayıfladı bir kuşpalazı dalgasında ve pekiyiyle geçti bu dünyayı zenci
ben elbiselerimi soydum evin köşesinde, sana fikirlerimi bıçakla uzattım
daha dün ektiğimiz fidanların meyvelerini iştahla yiyiyorduk bile

VI

noel babadan tek isteğim; gelirken bir bardak su getirsin
giriş katındayız apartmanın, söyleyin baca aramakla didinmesin
ihsanlara kapalıyız, zaten giriş kattayız, biz göklerin rabbine yedi göbek sevdalıyız
üst katın balkonundan güneş tek tük girer zaten bir de o gölge etmesin

VII

dalgıç çıkmazının lambaları söner biz kaçarken hükümetten
ellerim sevişir duvarlarda bulmak için ışık düğmesini
ah bu karanlık, bu siyah ışık, bu kara ateş, bu büklüm büklüm uzay
bu her adımı senkronize atışımızla öğreneceğiz demirden dağı bükmesini

VIII

şimdi ardımdaki  mum duvara bir gölge bile vermez şimdi beni ateşe fırlatan mancınık tutturamaz hedefi şimdi gözlerimdeki renk damarlara kan olur şimdi ben sağ yanına bir dokunsan, sağ yanına ten olur

IX

albız benim kulaklarımı çek ben fenalıklar yaptım kurtuldum derken albız karahummalar kaptım karşı köyde geceleyin tanımadığımız bir dağ yükseldi bizim köyden akan nehir uyandığımızda yoktu

X

yeni ahit'te adım geçiyor diye ben teslise dahil edilemem
içimde sevda var diye  de bana peygamber demeyin bir zahmet
benim tenim açık, saçım sarı hatta ben habeşli bile değilim
yemin ederim ben bu kente topallayarak gelmedim

Ozan R. Kartal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her Şeye Yeniden Başlamak Mümkün Mü?

arzın merkezinden başlayarak senin merkezinden, ilk öptüğümden nefes suyundan ağaçların ayaklandığı yerden konuşurken uzayan boşluklarda...