18 Ocak 2019 Cuma

Tanrı ile Kaptan

Tanrı'ya hiç sarılmadım
zaten o'da bana sarılmayı istemez hiç.

aramızda flu bir gölge gezinir durur
ve biz korkarız o gölgeden.
gölge diri midir ölü mü? ikimiz de bilmeyiz.
ve tanrı ile ben
birbirimizi alnımızdan hiç öpmeyiz...

kırılmaya yüz tutmuş
mavi renkli çantanasına doldurdu balık ağlarını.
tanrı onu izliyordu,
tanrı onu sevmiyordu,
tanrı onu sarıyordu balık ağlarına.

yeryüzünün fistanı yamalı kızları arasında
elindeki mavi oyalı yazma ile halay çekerdi Tanrı.
melekler üç ayak peşinden giderdi Tanrı’nın.
Tanrı’nın omuzları tuhaf ve sarsıntılı bir galaksiyi andırıyordu.
kaptan ise bilmezdi hiç halay çekmeyi,
yazma kenarına oyalanmış maviyi…
kaptan en fazla
yağmur yağdırıyordu kentlere
ve kentleri ölüler ülkesine döndürüyordu.

çarpık taşlar dizmek için yakıyordu ağaçları Tanrı
ateşin karşısına geçip
yeni cehennemler yaratıyordu.
bilmiyordu ama hiç
ateşin küllerinden kırmızı gemiler ile kaptanın çıkıp geleceğini.

bir gece sabaha yüz tutacak
şafak vakti gelecek
ve şafağın kırmızısına boyanacaktı gemiler.
içlerinden birinden
dudağı seğiren bir çocuk inecekti.
adını soracaktı çocuğa,
Çocuk; -kaptan!- diyecekti.
korkacaktı Tanrı.
yarattığı cehennemlere bırakacaktı kendini
yirmi bin fitten.
denizin açıklarından
yeni kırmızı gemiler görünecekti.
düdüklerini çalarak yaklaşırken limana gemiler
Tanrıya eğilip bakacaktı kaptan yukarıdan.

kaptan Tanrı olacaktı
Tanrı ise bir hiç!

Deniz A. Tüzün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her Şeye Yeniden Başlamak Mümkün Mü?

arzın merkezinden başlayarak senin merkezinden, ilk öptüğümden nefes suyundan ağaçların ayaklandığı yerden konuşurken uzayan boşluklarda...